“Burada eğitim aldığımız için başımız derde girebilir”

Müjde yirmi yaşında, ve sonunda anadilini öğreniyor. Çocukluğundan beri Kurmanci konuşmasına rağmen ancak bu yaşında dilbilgisini, doğru sözcükleri ve anadilinin hikayelerini öğrenebiliyor. “Biliyor musunuz, derslere başladığımdan bu yana Kurmanci sandığım sözcüklerin en az yarısının aslında Türkçe olduğunu öğrendim?”

Müjde

Müjdeyle Mardin Artuklu Üniversitesi’nin karşısındaki çay bahçesinde konuşuyorum. Üniversite Diyarbakır yolunda yeni bir bina. Binaya girip merdivenlerden inince Ahmed Xani, Melaye Ciziri gibi ünlü Kürt şair ve yazarlarının adını taşıyan sınıflarla karşılaşıyorsunuz. Sonra buranın bir devlet üniversitesi olduğunu ve bu sınıflarda lisans ve lisansüstü öğrencilerinin Kurmanci, Sorani ve Zazaki dillerini öğrendiğini anlıyorsunuz. Birkaç yıl önce hayal bile edilemeyecek bir durum bu.

Resmi adı “Yaşayan diller” olan fakültenin ilk birkaç öğrencisinden biri olan Müjde, devletin kendisiyle gurur duyması için hala bir neden yok diyor. “Kendi dilimi öğrenmek benim en doğal hakkım ve devlet bu hakkı her zaman Kürtlerden sakındı. Şimdi sadece bu doğal hakkı iade ediyorlar.”

Müjde anadilini üzerine eğitim alan ilk lisans öğrencilerinden biri olmaktan gurur duyuyor: “Hukuk öğrenimi görmek istedim ama üniversite sınavında aldığım puan yeterli olmadı. Sonra kazanabileceğim okullara bir göz attığımda Kurmanci dikkatimi çekti. Hemen kaydımı yaptırdım. Devlete değil kendi halkıma katkıda bulunmak istedim. O açıdan bu bölüm ideal. Büyük olasılıkla kendi dilim ve tarihi konusunda araştırmalar yapan bir akademisyen olacağım.

Beni şaşırtan ise Müjde’nin sadece gururlu değil aynı zamanda kaygılı oluşuydu. “Kaygım hükümet şimdi bu fakülteye izin veriyor ama bu ülkenin kanunlarında Kürt dilinde eğitimi güvence altına alacak tek bir madde bile yok. Anayasal haklara ihtiyacımız var. Hükümet fikrini değiştirirse veya gelecekte farklı düşünceye sahip bir hükümet bu bölümleri kapatırsa ne olacak?” Bu bir felaket olur diyor. Müjde’nin kaygıları sadece fakülteyle sınırlı değil: “kim bilir belki birgün bu bölümden mezun olduğumuz için başımız belaya bile girebilir.”

Olası sorunlardan kaçınmak ve gelecekteki öğrencilere bir örnek oluşturmak amacıyla bütün lisans öğrencileri akademik yılın başlangıcında eğitimleri boyunca hiçbir gösteriye veya kutlamaya katılmama kararı almışlar: “Kürt mücadelesi bizim şimdi bu eğitimi almamızı sağladı ama biz bundan böyle gösterilere katılmama ve slogan atmama kararı aldık. Şimdi halkımıza kalemimiz ve çalışmalarımızla katkı yapma zamanı. Bunu çok ciddiye alıyoruz ve bu hakkın bizden geri alınmayacağını umuyoruz.”

1 reply
  1. Feza
    Feza says:

    Ben Hollanda’da yasıyorum, burada doğup büyüyen uç kusak var. Hepsıde Türkçe yi senin Kürtçe bildiğin den daha ıyı konuşamıyor… Dilbilgisinden bahsetmişsın, bırak dil bilgisini, kelimelerin nasıl yazıldığını bıle cogu bilmiyor….
    Hani diyelim siz Türkiye’de eziliyorsunuz!!!
    Şimdi biz Avrupa’nın göbeğindeyiz, hani Avrupa her hakkı verir diye biliriz, Türkiye de ” ezildim sıkıştım ” diyen herkesin koştuğu Avrupa mahkemeleri vardır.!!
    İşte O Avrupa ve O Avrupa’nın mahkemeleri nedense buradaki azınlıklara, sizin baskıcı Türkiye’de alabildiğiniz hakları vermiyor… Türkü, Faslısı, afrıkalısı hiçbirinin böyle bir lüksü yok!!!!
    Haberiniz olsun diye yazdım.

    Reply

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Discover more from Fréderike Geerdink

Subscribe now to keep reading and get access to the full archive.

Continue reading